is dunyasi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
is dunyasi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mayıs 2010 Salı

Çin'de çok çalışanlar intihar ediyormuş :S Nasıl Çalıştırıyorlarsa artık

Çin'deki Foxconn şirketinde çalışan bir fabrika işçisi daha, yüksek bir binadan aşağı atlayarak öldü. Bu yıl söz konusu şirketin yüksek binalarından atlayarak ölenlerin sayısı 10'a çıktı. İki kişi de ağır yaralandı.
Honhai adıyla da bilinen Tayvan firması, Apple, Hewlett Packard ve Sony gibi şirketlere bilgisayar, bilgisayar oyunları ve cep telefonları üretiyor.
Polis henüz bu sonuncu olayın bir intihar olup olmadığını belirtimiyor. Son olay, Foxconn yöneticilerinin çalışanlar üzerindeki başkının hafifletilmesi için işçilere müzik yayını yapmaya başlamasından yalnızca bir gün sonra meydana geldi.
Son olaydan önce Foxconn şirketinin kurucusu, fabrika işçileri üzerinde çok fazla baskı olduğu suçlamalarını reddetmiş; ama bir ay içinde çalışma koşullarının geliştireceğine söz vermişti.
Bazı gözlemciler, şirketin bir intiharlar silsilesiyle karşı karşıya olduğunu düşünüyor ve genç insanlar arasında intihar fikrinin yerleşmesi ardından bunu tersine çevirmenin çok güç olduğunu belirtiyor.
Diğerleriyse şirketin çok büyük boyutlu olduğunu, burada 420 bin kişi çalıştığını ve bu kadar büyük bir işçi nüfusu içinde, intihar gibi görünen bu olayların oranının yadırganmaması gerektiğini savunuyor.
Bununla birlikte Foxconn şirketi, bu yılın başlarında 30 kişinin daha yüksek binalardan kendilerini aşağı atmalarının engellendiğini kabul etti.
Şirketin, mola veren işçilerin rahatlaması için, şarkıcı, dansçı ve fiziksel egzersiz eğitimcilerini işe almaya başlamasının ardında da, işte bu neden yatıyor. Şirket, fabrikada daha fazla sayıda psikiyatr görevlendirileceğini de kaydetti.
Ayrıca 'kötü ruhların kovulması için' Budist rahipler şirkete getiriliyor.
İşçilerin yatakhanelerden aşağı atlamasının önüne geçmek için de üç metre yüksekliğinde tel örgüler inşa ediliyor.

Kaynak : CnnTurk

6 Mayıs 2010 Perşembe

Reklamcı olmak isteyenlere ajans desteği

Türkiye’de ilk kez bir ajansta reklamcılık eğitimi verecek olan Vagabond Academy’ni hedefi reklam sektörüne kaliteli insan kaynağı yetiştirmek
İŞ'TE İNSAN - 02.05.10
Eylem AKTAY
eylem.aktay@sabah.com.tr

Reklam sektörünün son yıllarda hızla gelişmesi, ‘renkli ve yaratıcı bir dünya’ olarak adlandırılması gençleri cezbediyor. Hal böyle olunca da “Çok yaratıcı fikirlerim var… Reklamcı olmak istiyorum” cümlesini kuranların sayısı artıyor. Her geçen gün artan talep karşısında “Bu kursa katılın sizi reklamcı yapalım” diyen kursların sayındaki artış da dikkat çekici boyuta ulaştı. Ancak ilk kez bir reklam ajansında reklamcılık eğitimi veren Vagabond Academy, bu yönüyle benzerlerinden farklılaşıyor.
2009 sonunda Gelişim Creative olan adını Vagabond Reklam Ajansı olarak değiştiren akademiye, reklamcı olmak, sektördeki isimleri yakından tanımak, işinden sıkılmış kendini farklı bir sektörde geliştirmek isteyen ve kendinde bu alanda beceri olduğunu düşünen herkes başvurabilir.
20 Mart 2010’da başlayacak ve yedi hafta sürecek eğitimlerde katılımcıların reklam sektöründeki her alanda bilgi sahibi olmalarını amaçlanıyor.

Vagabond Genel Müdürü Ebru Erturerken, katılımcıların teorik bilgilerin yanı sıra pratik yapma fırsatı da bulacakları eğitimin aynı zamanda staj niteliği taşıdığını söylüyor.
Erturerken’e göre sanat yönetmenleri, müşteri temsilcileri, reklam yazarlarıyla aynı ortamda bulunma imkanı veren akademi, bu açıdan katılımcılara büyük avantaj sağlıyor.
Başarılı olanlara iş imkanı
Reklam sektörüne daha kaliteli insan kaynağı yetiştirmeyi hedeflediklerini söyleyen Ebru Erturerken, akademi kurma kararlarını şöyle anlatıyor: “Bize çok iyi üniversitelerden mezun gençler iş başvurusu yapıyor. Onlara staj imkanı sağladığımız zaman eğitim aldıkları dallarda bile uzmanlıklarının olmadığını gördük. Bunun yanı sıra yaşı 30’a yaklaşmış farklı sektörlerde çalışan ve kariyerinden sıkılmış çok kişi bize ‘Reklamcı olabilir miyim?’ diye bize başvuruyor. Bu kişilere reklamcılıktaki temel bilgileri aktarıp, kariyer planlamalarına yardımcı olmak amacıyla bu akademiyi kurduk.”
“Nasıl daha yaratıcı olunur, nasıl yazılır, nasıl çizilir” konularının ders olarak verileceği eğitimlerin ikinci aşamasında ileri yaratıcılık eğitimi veriliyor.

Projede çok başarılı olanlar Vagabond’da ya da ajansın referans olduğu farklı reklam ajanslarında istihdam edilebilecek.
Erturerken’e göre reklam ajansında çalışan kişilerin, alanları dışındaki diğer birimleri temel seviyede de olsa tanımaları şart. Bu açıdan bakıldığında eğitimin reklam sektörü için çok yararlı olacağını düşünüyor. Eğitmenlerin çoğu Vagabond’da çalışan konusunda uzman olan kişiler arasında seçilmiş. Pazarlama uzmanlarının da konuşmacı olarak katılacağı eğitimlerin sonraki aşamasında uzman olunmak istenen alana yönelik de ileri seviyede eğitim verilmesi amaçlanıyor. Ayrıntılı bilgi 0 216 474 55 55 0 216 474 55 55 numaralı telefondan alınabilir.

Detaylar Burada

25 Nisan 2010 Pazar

YazGelistir Zirvesi - 29 Mayıs da Microsoft da

Yazgeliştir etkinliklerinin en yenisi olan Yazgeliştir Zirvelerinin ilki 29 Mayıs Cumartesi günü Microsoft İstanbul ofisinde gerçekleştirilecek. Etkinlikte Microsoft Regional Director (RD), Microsoft Most Valuable Professional (MVP) ve Yazgeliştir editörleri konuşmacı olacak. Microsoft’un çeşitli yazılım geliştirme ürün ve araçları ile ilgili seminerlere katılabilir, Visual Studio 2010, SQL Server 2008 R2, ASP.Net 4.0, Sharepoint 2010 ile gelen yenilikleri konunun uzmanlarından öğrenebilirsiniz. Etkinlikte aynı zamanda Yazgeliştir editörleri ile bir araya gelip kendilerine danışmak istediğiniz konularda sorular sorabilirsiniz.

Detaylar Burada...

Programımı ayarlayabilirsem bende bir editor olarak katiliyor olacagim.
Yazılım camiyasiyla ilgilenen herkesi bekliyoruz...

20 Nisan 2010 Salı

İstanbul'un 'en iyi 10 business restoranı' seçildi

CNBC-e Business Dergisi'nin son sayısında, İstanbul'da iş yemekleri için en çok tercih edilen ilk 10 restoran seçilirken, Ankara ve İzmir'den de en iyi birer business restoran belirlendi. Mutfak Sanatları Akademisi Kurucusu Kemal Aksel, Global Tanıtım Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Aydede, Coca Cola İçecek Türkiye Bölge Başkanı Burak Başarır, Ernst&Young Türkiye Genel Müdürü Osman Dinçbaş, Hitay Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Emin Hitay, Kornferry Türkiye Başkanı Şerif Kaynar, Hürriyet Gazetesi Yazarı Ertuğrul Özkök, Bersay İletişim Yönetim Kurulu Başkanı Ali Saydam, Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras ile Zarakol Halkla İlişkiler Yönetim Kurulu Başkanı Necla Zarakol'dan oluşan 10 kişilik jüri, patronundan yöneticisine, Türk iş dünyasının önde gelen isimlerinin İstanbul'da iş yemekleri için en çok hangi restorantları tercih ettiklerini belirledi. Buna göre, Ulus'ta bogaza hakim bir noktada bulunan, yazın 300, kışın ise 220 kişi kapasiteli "Sunset", İstanbul'da işadamları tarafından en tercih edilen restoranlar sıralamasında başı çekti. Nişantaşı'nda bulunan ve 1982 yılından bu yana hizmet veren 130 kişi kapasiteli "Park Şamdan" ikinci sırada yer alırken, Etiler'de italyan yemekleriyle ünlü ve 160 kişi kapasiteli "Papermoon" ise üçüncü sıraya yerleşti. Bogaziçi'nin en gözde noktalarından biri olan Bebek Hotel bünyesinde yer alan ve yaklaşık 30 yıldan bu yana hizmet veren "Les Ambassadeurs"u iş dünyası tarafından tercih edilen en iyi 4. restoran olarak belirlenirken, 1977'den beri Beşiktaş Akaretler'deki BJK Plaza'nın çatı kadında hizmete giren "Vogue" da 5. sırada kendine yer buldu. Yine boğazın en gözde noktalarından birinde, daha önce Bebek Restaurant adıyla hizmet sunulan yerde 1998'den bu yana konuklarını ağırlayan "Bebek Balıkçı", İstanbul'daki en iyi 10 restoran arasında 6. sırayı alırken, kentin önde gelen alışveriş merkezi İstinye Park'ın içinde bir şehir meydanı konseptinde hazırlanan alışveriş caddesinde 2007'de hizmete giren "Borsa"da iş dünyası tarafından tercih edilen en iyi restoranlar arasına girdi. İstanbul'un en güzel boğaz manzaralarından birine sahip olan birinci ve ikinci köprü arasındaki Anadolu Yakası sahiline bakan "Ulus 29" iş dünyası tarafından tercih edilen en iyi 8. restoran olarak sıralamada yer alırken, Haziran 1992'den bu yana Birinci Levent'te iki katlı villada hizmet veren "Şans" 9., Nişantaşı Teşvikiye Caddesi'nde bulunan ve 60-70 kişi kapasiteli Maçka Brasserie'de tercih edilen en iyi 10. restoran oldu.
Bu arada CNBC-e Bussiness için 10 kişilik jüri tarafından Ankara ve İzmir'de de işadamları tarafından en çok tercih edilen birer restoran da seçildi. Buna göre konuklarını taş binası, serası ve yazlık bahçesiyle eski bir villada ağırlayan vişne, kayısı ve elma ağaçlarının bulunduğu bahçesiyle, özellikle açık havalarda büyük ilgi gören Gaziosmanpaşa'daki "Trilye" Ankara'daki en iyi business restoran olmayı başarırken, Birinci Kordonboyunca tarihi İzmir Palas Otel'nin altında yer alan kentin en güzel manzarasına sahip tesislerinden biri olan "Deniz Restaurant" da İzmir'in en iyi iş restoranı olarak belirlendi.
Detaylar Burada

31 Mart 2010 Çarşamba

Ofis Sizi Hasta Etmeden...

Alınacak bazı tedbirlerle bilgisayar başında çalışmaya bağlı sakatlanmalardan kurtulmak mümkün…


Bilgisayar başında çalışanlar başta olmak üzere birçok iş kolunda çalışanların en büyük sıkıntısı bel ve boyun ağrıları. Uzmanlara göre, işe bağlı sakatlanmaların ve iş günü kayıplarının yol açtığı bozukluklar ergonomi eğitimleri ve ergonomik iyileştirmelerle büyük ölçüde önlenebiliyor. Uzmanlar, hastalıklardan korunmak için ofiste aynı pozisyonda uzun süre kalmamayı, klavye kullanırken en az biçimde güç sarf edilmesini ve uzanmalar sırasında zorlayıcı hareketlerden kaçınılmasını tavsiye ediyor.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Saadet Birgül Aydıner, son 20 yılda iş yaşamında bilgisayar kullanımının hızla artmasının, verimliliği artırırken ciddi olabilen sağlık sorunlarını da beraberinde getirdiğini söyledi. Dr. Aydıner, bilgisayar kullanımı sırasında tekrarlamalı hareketlere, kötü pozisyonlaşmaya ve iş istasyonunun yetersiz ergonomik koşullarına bağlı olarak gelişen değişik rahatsızlıkların 'mesleki kas iskelet sistemi hastalıkları' adı altında tanımlandığını kaydetti.

Aydıner mesleki kas iskelet sistemi hastalıklarıyla ilgili şu bilgileri verdi:

• Bu hastalıklar yol açtığı sakatlıklar sonucunda iş verimliliğini ve iş memnuniyetini azaltarak, yüksek tedavi harcamaları, tazminat ödemeleri ve iş günü kaybına neden olarak çalışanı, işvereni ve ekonomiyi olumsuz etkiler.

• Mesleki kas iskelet sistemi hastalıklarının oluşumunda bazı risk faktörleri söz konusudur. Bunlar ağır çalışma, ağırlık kaldırma, tekrarlamalı işler gibi fiziksel faktörler; iş memnuniyetsizliği, iş monotonluğu, ağır iş yükü ve sorumluluğu, dinlenme molalarının yetersizliği gibi psikososyal faktörler ile cins, yaş, postur, kişisel kas gücü ve dayanıklılığı gibi kişisel faktörler olarak özetlenebilir.

• İşe bağlı ortaya çıkan başlıca kas iskelet sistemi rahatsızlıkların başında 'kas incinmesi ve zorlanması, bel ve boyun zorlanmaları, fıtıkları, sinir kökü sıkışmaları, osteoartrit (kireçlenme), omurgada eğrilikler, boyun düzleşmeleri, el bileğinde ve dirsekte sinir sıkışmaları (karpal tünel sendromu), el bileği, dirsek ve omuzda yumuşak doku zedelenmeleri ve göz rahatsızlıkları, baş ağrıları gelir.

• Belirtiler erken fark edilip doktora başvurulursa başarı şansı oldukça yüksektir. Akut yakınmaları gidermek için çeşitli ilaçlar, fizik tedavi yöntemleri (sıcak uygulamalar, ultrason, TENS, masaj) ve destek cihaz kullanımları önerilir.

Nasıl korunabiliriz?

• Ofiste aynı pozisyonda uzun süre kalmayın,

• Klavye kullanırken en az biçimde güç sarf edin.

• Uzanmalar sırasında zorlayıcı hareketlerden kaçının,

• Dirsek, ön kol ve bileklerin sert yüzeylerle temasında kaçının.

• Gözlerinizi bir süre kapatarak, uzaklara dalarak ve sürekli kırparak dinlendirin, gün boyunca belli aralıklarla ayağa kalkın.

• Her yarım saatte bir 30-60 saniyelik germe egzersizleri yapın, sandalyenin bel kavsini destekleyecek şekilde olmasına dikkat edin.

• Bedensel olarak çalışıldığında cisimleri taşırken belin dik pozisyonda olmasına dikkat edin, yük bedene yakın ve simetrik olarak paylaştırdıktan sonra taşıyın

(Kaynak: CİHAN)

30 Mart 2010 Salı

Kriz Coca-Cola ya yaramis...

Tüm dünyayı etkileyen küresel ekonomik krizlerden birinin yaşandığı 2009’da Coca-Cola İçecek zorlu koşullara rağmen konsolide satış hacmini %10 artırarak 587 milyon ünite kasa satışa ulaştı.


2006 yılında halka arz edildiğinden bu yana uluslararası faaliyetlerinin toplam satış hacmindeki payı ilk kez %25’e ulaştı. CCİ’nin 2009 yılı net karı ise geçtiğimiz yıla oranla %108 artarak 170 milyon TL olarak gerçekleşti.

buradan ne anliyoruz, krizde insanlar kendilerini cola ya vurmuslar... :)

25 Mart 2010 Perşembe

Çağrı Merkezlerinde Bir İnsan Sesi Duymak için :)

Hepimizin ortak derdi cagri merkezinde bir insan sesi duyabilmek.

Bunun icin bir site yapmislar fenada olmamis :))

Detaylar Burada

16 Mart 2010 Salı

2009'un en değerli şirketleri ise şöyle:

Brand Finance Global 500 raporu www.brandfinance.com adresinden indirilebiliyor

(Milyon Dolar)

1-Walmart: 41.365
2-Google: 36.191
3-Coca-Cola: 34.844
4-IBM: 33.706
5-Microsoft: 33.604
6-General Electric: 31.909
7-Vodafone: 28.995
8-HSBC: 28.472
9-HP: 27.383
10-Toyota: 27.319

9 Şubat 2010 Salı

Genc Girisimcilere Fırsat birFİKRİNmiVAR?

Girişimcilik kültürünü yaymak ve yepyeni iş fikirlerini desteklemek amacıyla 2007 yılında başlatılan birFİKRİNmiVAR? Yarışması, genç girişimcilerin hayallerini gerçekleştirmelerine yardımcı oluyor. Ödüller arasında, Microsoft'tan program kriterine uyan tüm şirketlere Microsoft ürünlerini MSDN üyeliği kapsamında ücretsiz kullanım hakkı da veren Microsoft BizSpark program üyeliği ve dünyanın önde gelen risk sermaye şirketlerinin de katılacağı European Summit 2010'a katılma ve iş fikrini sunma fırsatı da yer alıyor. Kendi işinin patronu olmak isteyenler, 28 Şubat 2010'a kadar başvuruda bulunabilirler.

Detaylar Burada Kolay Gelsin.

16 Ocak 2010 Cumartesi

Çin Google Savaşı Almanya ya yaradı.

Çin Google Savaşı Almanya ya yaradı,

Almanya Devlet olarak İE ürünlerini kullanmayacakmış...

Ben daha öncede böyle bir senaryo hatılıyorum ama çok başarılı olamamıştı...

Çin - Google Savasi Aracı Kim Microsoft Ürünü

Enteresandır.
Google Çin'deki sansurlü sayfaları göstereceğini açıklıyor. Koca Çin Google a savaç açıyor.
bunuda açarken Google'un en büyük rakibinin ürünü kullanıyor.. :))

Microsoft'un İnternet Explorer 6,7 ve 8'indeki bir açıkdan Google ' a atak yapiyor...

bundan 10 sene önce biri gelse böyle bir hikaye anlatsa millet gülerdi, simdi dunya calkalanıyor.

:)

"Toplantı nasil yapilir" eğitimide varmis...

Gittik aldık...

Daha önce aldığımız bir eğitimin içindeki konular uzuun uzuunn anlatilmis olsada. Artık yeniden toplantı nasıl yapilir biliyoruz.

:)

4 Ocak 2010 Pazartesi

net.sabah.com.tr kendi haberlerinizi www.sabah.com.tr 'de yayinlayin...

İnternet üzerinde beğendiğin, takip ettiğin ve diğer kullanıcıların da okumasını istediğin sayfalar mı var? sabah.com.tr'de paylaş, herkes okusun.

Yapman gereken ise çok kolay. Beğendiğin sayfaların sadece adres bilgisini yaz, kategorisini seç ve kaydet. Hepsi bu kadar.

Gönderilen her sayfa sabah.com.tr editörleri tarafından incelenecek ve uygun bulunması halinde yayına alınacaktır.

31 Aralık 2009 Perşembe

Yeni Bir Hizmetimiz Daha var www.sabah.com.tr/haritam


Türkiye'de farklı habercilik yapmaya çalışıyoruz.

harita ile habercilik Türkiye'de ilk www.sabah.com.tr ' de

yorumlarınızı bekliyorum.

Yeni Çalışmamız www.CafeRuj.com.tr

Özellikle hanımların ilgileneceği konuların olacağı bir web sitemiz daha oldu.

emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim...

yorumlarınızı bekliyorum.

www.CafeRuj.com.tr

28 Aralık 2009 Pazartesi

2009'un En iyi CEO'ları

Harvard Business Review bu yılın en iyi CEO larını Belirledi...

Apple CEO su Steve Jobs basi cekiyor...

Detaylar icin

23 Aralık 2009 Çarşamba

Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Yüksek Lisans Ögrencileri ile Beraberdik.


Bu sıralar işten güçten burayı ihmal ettim... Unutmadan birşey paylaşıyor olayım istedim.

17.12.2009 da Galatasaray Üniversitesi 'de ki arkadaşımız Yrd. Doç.Dr. Elgiz YILMAZ 'ın İletişim Fakültesindeki Yüksel Lisans dersine kiymetli dostum Mehmet UC ile konuşmacı olarak katıldık.

bizi misafir eden arkadaşlarımız iletişimci olunca dilimiz döndüğünce medya konuştuk.

* Marka Yönetimi
* Stratejik Planlama
* Yerel pazarda rekabet nasıl yönetiliyor
* Yeni teknolojiler nasıl kullanılıyor. Gelecekte neler olmasını bekliyoruz
* Pazarlama stratejisi

Elbeteki 2 saatlik zaman da ancak kendi küçük medya şirketimizi kurabilsekde :) genel olarak teknoloji ve gelecekde işler nasıl ilerleyecek (elbette kendi öngürümüzle) onları keyifli bir sohbet havasında paylaşmaya çalıştık.


Buradan da değerli hocamıza ve öğrencileri demeyelim ekibine :) bir daha misafirperverlikleri için teşekkür ederim.

bir dahaki sefere görüşmek üzere...

sevgiler.

10 Temmuz 2009 Cuma

30 Haziran 2009 Salı

Toplantı İnsanları

Geçenlerde Gezerken rastladigim bir makale
Detayları burada...


Toplanmak, toplantı yapmak iş dünyasının vazgeçilmez unsurlarının başında geliyor. Neden toplantı yapıyoruz diye sorduğumda heman aklıma; projeleri konuşmak için, değerlendirme yapmak için, çalışanların gazını almak için, çalışanları motive etmek için, çalışanlara gözdağı vermek için gibi bir sürü neden geliyor.

Sonuç odaklı olmadığı sürece, toplantılar iş dünyasanın en büyük zaman ve algı kayıplarıdır. Bir de yaşadığınız toplumun kültürel altyapısı, sohbet, muhabbet odaklı ise toplantıda geyiğin tadından yenmez. Toplantı süreci, sonuç odaklı toplantılardan, geyik odaklı toplantılara evrilir.

Toplantıya katılmak önemli bir statü sembolüdür. Toplantı insanları, “toplantım var”, “hayvan gibi yoğunum olm”, “sabahtan beri yerime oturamadım ki, bir fırsatını bulup arayacağım” gibi sitemlerde bulunurken içten içe tatlı bir haz duyarlar. Beyinlerinin içerisinden, “olm sen harbiden yoğun ve önemli bir adamsın, sürekli toplantı halindesin, insanlar senden toplantı alabilmek için uğraşıyorlar, hakimsin kardeşim” nidaları yükselmektedir.

Toplantı insanları, toplantılara belli donanımları olmadan çıkmazlar. Toplantı insanlarının günlük aksesuarlarına baktığımızda;

Moleskine kara kaplı defter, özellikle kara kaplı olması gerekir. Başka renkler “business” değildir, karizmayı düşürür. Defterin sayfaları çizgisiz olmalıdır. Çizgili defter kullanmak, “adam yönetici olmuş hala çizgisiz cetvelsiz doğru düzgün yazamıyor” imajı verebileceğinden genellikle tercih çizgisizden yana olur. Toplantı başlangıcında deftere tarih, toplantı adı ve katılımcıları yazmak profesyonelliği ifade eder.

Mont Blanc veya Cross kalem, toplantı esnasında masaya koyulur sadece çok önemli birkaç satır yazılır. Böylece insanlar, sizin ne kadar zeki olduğunuzu, herşeyi anladığınızı ve özet olarak bir iki cümle yazdığınızı düşünür. Toplantı katılımcılarından kalemi farketmeyenler için kalemin mürekkebine bakılır, açılır içi çıkarılır vs. böylece herkes kalemi tüm özellikleri ile gözlemleyebilmiş olur.

Mont Blanc, Porche, Beymen veya Vakko kartvizitlik, cepten doğrudan kartvizit çıkarmak hiç “business” değildir. Hatta bazı kesimlerde geri kalmışlık olarak adledildiğine dair rivayetler muteliftir. Kartvizit, özenle seçilmiş kartvizitlikten nazikçe çıkarılır, istense de istenmese de her karşılaşılan kişiye verilir. Burada, “ulan ben de bu pozisyonda bu şirket de çalışıyorum, boru değil beni buna göre konumlandır” mesajı verildiğine şahit olunmuştur.

Toplantı masasına dirsekleri koyunca, ceketin arasından itina ile çıkan gömlek kollarında büyük bir ihtişam ile ben buradayım diyen kol düğmeleri, kol düğmesi gerçekten çok “business” bir araçtır. Eğer kol düğmesi takıyorsanız “işinize özen gösteriyorsunuz, yönetici iseniz bu pozisyonu hakediyorsunuz değilseniz kesin yönetici olacaksınız” imajını verir. Kol düğmelerinin fark edilmesi için dirsekler özenle masaya koyulur, ceket sıvanır ve kol düğmeleri katılımcıların gözüne sokulur.

Blackberry ve iphone, özellikle Blackberry çok “business” bir aksesuardır. Bu aksesuarlar toplantı masasının altında etkin kullanılmaları ile ünlüdür. Eğer üst düzey yönetici iseniz toplantı masasının üzerinde de çatır çatır bu cihazlarla oynaşabilirsiniz. Genellikle sıkıcı toplantıların vazgeçilmez can simitleridir. Maillere bakılır, cevaplar yazılır, Facebook‘ta adam pokelenir, Twitter‘a @surada, bilmem ne toplantısındayım yazılır, Friendfeed’te like yapılır, çaktırmadan foto çekilip Flickr‘a upload edilir. Görüldüğü gibi bu araçlar, sıkıcı geçen bir toplantıyı Alice’in harikalar dünyasına dönüştürebilir.



Toplantı süreci, “baba bu konu ile ilgili toplanmamız lazım” diyalogundan sonra toplantı davetiyeleri “Meeting Request” gönderilmesi ile başlar. “Meeting request” göndermek, “meeting reuest” gelince “accept” etmek, hatta artislik yapıp “Tentative” demek veya “meeting request”i “forward” etmek toplantı insanlarının çok hoşlaştığı haraketlerdir.

Toplantıya saatinde gitmek yine hiç “business” değildir. Toplantıya ortalama 10-15 dk geç katılınmalıdır. Girer girmez “daha önce x toplantısındaydım şimdi bitti ancak gelebildim” deyip özür dilenir. Burada “ulan bu adamda ne yoğun sürekli toplantıda çok önemli bir adam, yönetim de önemsiyor” imajı verilir.

Toplantı gündemi daha önceden gönderilmiş olmasına rağmen, “naber abi nasıl gidiyor, şunu ne yaptınız?” diyalogları toplantı süresinin %28′ni oluşturmaktadır.

Toplantı gündeminin üzerinden bir iki madde ilerledikten sonra herkesin kendi bilinçaltındaki gündem su yüzüne çıkmaya başlar ve herkes toplantıyı kendi bilinçaltındaki gündeme göre yönlendirmek ister.Toplantıyı yöneten kişi baskın karakterde ise buna izin vermez, toplantı süresinin%71′inde kendisi konuşur. Toplantıyı yöneten kişi eğer pasif karakterde ise herkes kendi gündemini konuşur, toplantı uzar,uzar uzar… Herhangi bir sonuç çıkmaz.

Toplantıda herhangi bir katılımcı herhangi bir konu hakkında yaptıklarını anlatırken, O katılımcıya laf sokmak çok “business” ve “zeki” havası verir. Katılımcı, laf sokanın seviyesine inmeyip cevap vermeyince “ezik” olarak adledilir.

Toplantı platformlarında etkin performansta dalaşabilmek için katılımcılar toplantı öncesi birbirleri hakkında anlamlı argümanlar oluştururlar, deliller toplarlar. Delil bazlı, rakam bazlı, rapor bazlı laf sokmak sizi amudi olarak yükseltir.

Toplantı esnasında içecekler sorulduğunda kahve içmek (mümkünse filtre kahve veya expresso ) içme çok “business” durur. Toplantı esnasında ortaya konulmuş olan yiyeceklere sürekli dalmak imajı zedeleyebilir. Bunun yerine tabağa hiç dokunmadan “ben böyle şeyleri önemsemem, 3-5 cookie insanı değilim, sağlıklı beslenirim, nefsime hakimim” imajı verilir.

Toplantı notunu kimin tutacağı önemli bir husustur. Konuyu herkes birine delege etmeye çalışır. Ancak başkan konuyu birine delege ettiğinde, ilgili kişi küfür ede ede toplantı notunu tutar ve herkese gönderir. Gönderilen toplantı notlarını okumamak çok “business” ve “cool” bir davranıştır. Nasılsa ilgili arkadaşlar bu toplantı notunu bu kişilere bir şekilde anlatacaklardır?

Toplantı sürecinde usulen herkesin görüşünü sormak çok “profesyonel” bir davranıştır. Ama daha profesyoneli tüm bu görüşleri aldıktan sonra yine kendi görüşünü yaptırmaktır.

Ülkemiz, bir toplantı ülkesi olduğundan iş dünyamızda toplantı odaklı bir iş dünyasıdır. Bizdeki toplantılar genelllikle muhabbet odaklı toplantılardır. Osmanlı’dan günümüze loncalarda, kıraathanelerde, toplanmaya, sohbet etmeye alışkın olan kültürel mirasımız bu alışkanlığını geçmişteki araçların post modern haliyle iş dünyasında toplantı masalarında devam ettiriyor. Bize de aksesuarlarımızı yüklenip toplantıdan toplantıya koşmak kalıyor.

Herkese iyi toplantılar…
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...